Etiketler

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Bosna Hersek 2 günlük Gezi Planı

Ailecek gidebileceğimiz, 1 mayıs tatilini değerlendireceğimiz Bosna hersek gezi planımız var elimizde.Bu tatilde Bosna Hersek'i seçmemin sebebi eşimin vize almakla uğraşmayacak olması. Artık bıktı diyebilirim. Seneye ekstra izin almadan resmi tatillerde tatil yapmak maksadıyla 1 mayıs ve 19 mayıs tatillerine plan yapmıştım hemen, ger gör ki 19 Mayıs tatilinde kuzenimin düğünü olacakmış. Bu sebeple 1 Mayıs tatilinin Allah izin verirse gerçekleşmesini çok istiyoruz.

Pegasusla sabah uçağı 10:00'da ve 90tl indirimli olarak, tabi vergiler ve yakıt ücreti hariç!
Sonuçta iki gece kalacağımız yere 20kg bavullarla gitmeyiz, İspanya için hazırladığımız bavul bile iki kişi için 13 kg tarttık.

Havaalanından çıktığımızda arabayla 9 dk ileride Umut tüneli var. Araba bulursak gitmeyi düşünüyorum.Ki sanırım belediye otobüsleri oraya gidiyor.

103 nolu tranvayla 1,8 bosna hersek markı ücretiyle havaalanından otobüsle çarşıya kadar gidiş,



29/04/2017 Saray Bosna çarşısının gezilmesi;


2.gün Mostar'a gidiş. Otobüsle gidiş geliş birlikte alınırsa 19 bosna hersek markıymış;


3.gün Saraybosna camileri gezme;


1 mayıs günü uçağımız 13:10'da kalkıyor. 11'de orada olabilmemiz için 10'da çarşıdan otobüse binmiş olmamız lazım. Sabah 7'de uyanıp çıkarsak yukarıdaki küçük rotayı da dolaşabiliriz.

açıklama          tutar TL
2kişi gidiş10:00-11:00 geliş13:10-16:00 uçak bileti  518
2kişihavaalanı merkez ulaşımı ve mostara gidiş geliş 100
2gece2kişi konaklama ve  110
2kişi yiyecek 100
bursa-havalanı gidiş geliş 140
toplam 968

12.10.2016 EDİT:Çok istediğim bu tatili, birikimlerimizi başka yönde kullanmaya karar verdiğimizden iptal ediyorum.. 

25 Ağustos 2016 Perşembe

Çini Desenli Kol Çantası Yapımı


Size daha önceki yazımda kumaşçıdan kumaşlar aldığımdan bahsetmiştim.

İnstagramda görüp beğendiğim ve tasarımı yaptıktan sonra dikebileceğime inandığım bir çanta için kolları sıvamıştım. Öncelik pantolon kumaşımdan artan ve şort yaptığım kotumun paçalarını astar olarak kullanarak clutch çantalar diktim. İçini de dikişleri gizli yapmaya teyzelerimle uğraştım gecelere kadar. Ama içi de dikişsiz gözükmeyiversin , bütün bir çantayı küçük bir delikten terz yüz etmek çok zor :(

Çanta yapım aşamaları 1)fermuar dikildikten sonra astar astara, dış kumaş dış kumaşa ters dikilir. 2)İç astar kumaş dikişinde boşluk bırakılır.3)dış kumaşın köşeleri yandan üçgen yapılarak dikilir. 4)boşluktan dış kumaş içeri sokulur çanta düz kısmına çevrilir ve boşluk içeri dikilir.


Aşağıdaki resimlerde de gördüğünüz gibi, resimler yan.
Çevirmeden yüklemişim, üşengeçlikten düzeltip tekrar yükleyemiyorum , zaten siz resimleri anlarsınız.

Dışı çini desenli kumaş, metresi 27 tl ve 6 çanta çıktı,                      
Ara katı pofidik ve biraz dik durması için çanta elyajı, metresi 12tl        ama 4 çantaya yetti,                                                                                 İç astarı da parlak civciv sarısı metresi 7 tl. bir metre kumaş 6 çantaya yetti.                                                                                               Sonrasında çini desenli kumaşımıeni 4 kutu uzunluğu 8 kutu olacak şekilde kestim, 6 adet çantalık bölmüş oldum. Çini desenli kumaşımı katladığımda kare çanta oluyor.                                                          Dışı seni, içi beni yakan kumaşlar, elyaflı kumaş çok tüy topladı halımdan.


Metresi 2 buçuk liraya instagramdan örgü görünümlü pamuktan halat aldım, her bir çantaya 130 cm gidiyor uçlarını düğümlemeyle birlikte.


Bir çantaya başlangıcın ilk adımı ağzına fermuar dikmektir. Kumaşları aşağıdaki gibi yerleştiriyoruz.


Fermuarı aşağıdaki gibi ucuna yerleştirip iğneliyoruz. Herşeyi ucucuna iğneleyip diktim, çünkü çini desenli kumaşın karelerinin mümkün olduğunca görünmesini istiyorum.














Fermuarın bir tarafını diktim. Önce en kenarı, sonra fermuar ağzına yakın olmak üzere 2 sıra dikiş geçtim. Sıra diğer tarafı iğnelemeye geldi.

        


Diğer tarafı iğnelerken sık sık kontrol edin fermuar ağzının doğru yönde durup durmadığını :)
Aşağıdaki resimde diktiğim taraftaki astar ve elyafı katladım direk çini deseni yüzüne.


Her iki tarafı da dikince aşağıdaki gibi bir görüntüyü elde edebildim. 
Sıra çanta saplarını dikmeye geldi. 


Çanta saplarını otantik bir görünüm elde etmek için çantanın üzerine dikmek istedim, bu yüzden halatı çini desenli ve elyafın arkasından iğneleyerek diktim.
Böylelikle çanta içine bakınca astarda dikiş izi görünmeyecek. 
Eğer çantaya çok şey doldurup askıyı koparmış olursanız yandınız.
Halatı önce nereye diksem diye bakarken ;


Halatı ortadaki iki kutunun yarı hizzalarına dikiyorum.
Ve nitekim diktim.
Elle.


Diktiğim iplik görünmüyor bile, öyle sıkı.


Ters çevirip kenarları da diktim ve çantam hazır.


Emektar olacak makinemle poz verdirttim kendisine. Bu dikiş boyunca 1 iğne kırıldığını belirtmek isterim.



İç dikişleri de bu şekilde görünüyor. Astarı daha geniş tutup, dikilen yerleri kıvırınca temiz bir dikiş görünüyor tabii ki. Bir tarafı uzun olduğu için kıvırabildim ama diğer tarafı çini desenli kumaşa sıfıra sıfır koyduğum için kıvırmak zor oldu.

  


Ve yan çanta size hayatta başarılar diliyor.


3 Ağustos 2016 Çarşamba

İspanya Gezi Planım

Bir sene öncesinden ayarladığım İspanya gezimize 30 gün kaldı !

2 gece Barselona, 2 gece Valenciya ve son iki gece yine Barselonada olmak üzere 6 gecelik tatilimi bakalım nasıl planladım?

  • 3 Eylül cumartesi 5 otobüsüyle Bursa otogardan Sabiha gökçene gidiş 30+30=60tl
  •  10:20 -13:10 arası yolculuk ile Barcelona Aeroport2 havaalanına iniş. 710tl
  • 13:30'larda L9 metro hattı ile Mas Balu'dan Collblanc durağında L5 metro hattına aktarma yaparak Verdaguer'de indikten sonra birkaç dk yürüme mesafesindeki otelimize giriş. bu yol 58 dk sürüyor Google Map'e göre. Burada gerekli olacağını düşündüğüm ve 10 kere tren-metro-otobüslerde kullanabileceğimiz T10 kartını almayı düşünüyorum. Birden fazla kişinin kullanacağı bu kartı ocak 2017'ye kadar kullanma hakkımız varmış fiyatı yuvarlarsak 10€= 34 tl , Google Maptan  daha kısa bir ulaşım yolu ise 33 dk ile :

  • Veya 46 nolu otobüslerde de geçerli olan T10 kartı ile Espanya meydanına kadar gidilebilir.Yukarı doğru yürüyerek Sant Estacio durağında L5 metro hattı ile Verdaguer durağında inilebilir.Bu ikinci seçenekte bavulla 12dk -950metrelik yol !-yürümek gerecek. Verdaguer durağından sonra otele kadar google street view uygulaması ile sokak sokak dolaşarak gittim. :D  Verdaguer durağında metrodan inince etrafta neler var, ne tarafa gideceğiz, artık şaşırmam. Yanımızda harita olmayabilir, tatili söylenerek ve sinirlenerek geçirmemek için sokakları dolaşmak şarttı.



  • Cumartesi günü öğleden sonrayı aşağıdaki bölgeyi dolaşarak geçirmeyi düşündüm. Otelimize giriş yapıp hazırlanıp tahminen 14:30da dolaşmaya başlayabiliriz. O saatten sonra doya doya dolaşırız.
  • La sagrada Familia sadece içini görmek için (30yaş altı)13+13€=26€=89tl
  • Park Quell 7+7€=14€=46tl Burayı belki gezmeye zaman kalmaz, 8 Eylülde de gezebiliriz.
  • Adı Casa ile başlayanların içine girmeyi düşünmüyorum çok maliyetli olacağından. Önünde bol bol fotoğraf çekinerek yetineceğiz.
  • Bu yol boyunca ucuz bir yer gördüğümüzde yemek için 30€ ayırdım =100tl Roma'da ilk gece bir sürü lezzetli şey yemiş ve şarap içmiş 17€ ödemiştik. Çok bile ayırıyorum yemeğe :D Tripadvisordan araştırdığıma göre Cerveceria Catalana'da yiyebiliriz 7500kişi onaylamış ! :D biraz pahalı sanırım. Aşağıda 2014te Tridadvisora koydukları menü:

  • Daha ucuz bir seçenek olarak: Morryssom ;  Codornices a la vinagreta=bıldırcın salatası 4€ , Chipirones con judias=fasulye ile mürekkep balığı?, Ensaladilla rusa casera=ev yapımı patates salatası 4€ ;Alas de Pollo=tavuk kanadı 1€  seçmeyi düşündüğüm yemekler.

Et seçimlerimizde işimize yarayacak bazı çeviriler 
pork:domuz eti,bacon:domuz pastırması,sausage:sosis, york ham:domuz bacağından yapılan pastırma morcilla:domuz kesildikten sonra sıcak kanın, bağırsak içine pirinçle beraber konması ile yapılıyor (ıyk), chorizo:domuz sucuğu, longaniza:chorizo gibi domuz sucuğu, baharatı farklıymış beef:sığır eti , veal:dana eti tuna:ton balığı octopus:ahtapot , mussel:midye
bombas:domuz etinden yapılan içli köfte benzeri yiyecek 
morteruelo: domuz karaciğerinden yapılıyor 
bull blanco:black bull ise domuz kanında bekletilmiş boğa sucuğu, white bull ise beyazsa domuz kanı yok sanırım. 
Aslında yiyeceğiniz şeyi önce bi görün. Zarajo isimli yiyecek mesela, önce bi görün yani.
 'Allah'a şükürler olsun oralara gitmeden neyin ne olduğuna bakmak aklıma geldi.'
 Aslında fiyatlar aşağı yukarı aynı.Mutlaka tatmak gerekenler, gaspacho,tortilla,sarımsaklı mantar,paella,ton balıklı empanada,sangria. Aşağıda tripadvisordan bulduğum menü:

  • Son olarak akşam takılmak için Shoko'ya gideceğiz. ' Texturas de chocolate para compartir en mesa, para 2 personas.14€ =46tl

(14:30-14:45) morrysom,(15:00-16:00)La sagrada familia ,(16:15-16:45) Casa Asia, (17:20-17:30)Casa Vicens,(17:50-18:00)Casa Mila,(18:05-18:30)Cerveceria Catalana,(18:35-17:00)Plaça De Catalunya,(19:15-19:45)Arco de Triunfo,(20:10-21:10)Shoko,(21:55)otele dönüş.

  • 4 Eylül pazar günü sabah erken uyanıp otel ücretine dahil olan kahvaltıdan ( acaba ne idik büdük şeyler verecekler?) sonra aşağıdaki rotaya geçeriz. Her ayın ilk pazar günü Picasso müzesi bedava.
  • Barselona katedrali 12:45'ten önce ve 17:15'ten sonra ücretsiz . Ama her halükarda kulelerine çıkmamıza izin vermezlerse şehri kuşbakışı görebilmemiz için 6+6=12€=40tl gözden çıkarıyorum.Yakınlarda bulunan La  Fabrica'dan tanesi 1,8€ olan lezzetli empanadalardan denemeliyim.
  • Ucuz ve çok önerilen bir cafe : sabah 8:30-13:30 arası açık olan Txapela ya çeşitli tapaslar yemeye ve sangria içmeye gidebiliriz.
  • Ve Basilica de Santa Maria del Pi ye gitmeden La Boqueria pazarına mutlaka uğramalıyız.Taze meyve ve meyvesuları çok öneriliyor.

(07:00-07:30) kahvaltı,08:00-08:10 Plaça de Catalunya,(08:20-08:35)Musica Catalana'dan bilet al,(08:45-09:40)Picasso Museum,(09:45-10:00)Maria del Mar,(10:10-10:20)Museu Historia,(10:35-10:50)Mirador de Colom,(11:00-11:15)Maria Del Pi,(11:20-11:45)Mercado,(11:55-12:55)Cathedral.(13:00-13:10)La fabrica.
  • Diagonal metro durağına gidip , Collblanc durağında inerek Camp Nou stadına varırız. 23+23€=46€=155tl Metro için T10 kartımız kullanıyoruz.
  • Stadı dolaştıktan sonra 10 dk uzaklıktaki Les Corts metro durağından Poble Sec durağına gidiyoruz T10 kartımızı basarak.
  • Akşam üzeri gezimizi Montjuic tepesi ve çevresine ayırdım.
'tepeye çıkmak için teleferiğe biniyorsunuz. tek gidiş 8, gidiş geliş alırsanız 12 euro (bu arada bir tiyo : pablo espantol köyünü de gezmek istiyorsanız buradan önce oraya giriş yapın. girişte size teleferik indirim kuponu veriyorlar) . tepeye çıkıyorsunuz, kaleyi de dolaşmak için ayrıca bilet almanız gerek. kale de çok standart bir kale, sadece manzarası güzel, ama bu manzarayı kaleye girmeden de görebilirsiniz. özetle, bu kadar parayı verdignize degecek bir yer değil.'

  • Poble Espanyol hakkında da Tripadvisor'da olumsuz yorumlar okudum, kişi başı 12€ vererek göreceğimiz şey yapay minik bir ispanya köyü . 12€ için değmeyeceğini düşünerek buraya girmemeye karar veriyorum. 
  • Bu bölgeye pazar günü geliş amaçlarımdan biri de her ayın ilk pazar günü bedava gezilen Katalonya Arkeoloji müzesine girmekti. Eğer çok yorgun olursak tepelere kadar çıkamayız belki. Hem de yorumlara göre zırt pırt eur vermemiz gerekecekse hiç değmez.
  • Akşam yemeği için  Viana Barcelona restorantına gidip birşeyler yedikten sonra disko disko:
  • Antilla Salsa Disco pazar günü akşam 7 de açılıyor ve sabah 5'e kadar açık; salsa bachata izlemek ve oynamak için en ünlü mekanmış. Giriş bedava. adres:08015, Carrer d'Aragó, 141, 08015 Barcelona, İspanya



  • 5 Eylül pazartesi günü Alsa tur otobüsleri ile 5€+5€=10€=34tl ye Valenciya'ya gidiyoruz yaklaşık 3 buçuk 4 saatlik yolumuz olacak.Orada bizi kuzenim karşılayacak. Öğleden sonra aşağıdaki rotayı gezebiliriz.


  • 6 Eylül günü Valenciya sokaklarında dolaşarak ve aşağıdaki yerleri de gördükten sonra deniz-kum-güneş üçgenine girebiliriz. 8) Yemek yeme yeri hiç araştırmıyorum bilerek, çünkü ya kuzenimin evinde yeriz, daha dışarda o bize biryerler mutlaka önerecek.


  • 7 eylül sabah 10:00'da Alsa otobüsüyle Barselonaya dönüş. Tahminen 3 buçuk -4 saat sonra şehre vardıktan ve otele giriş yaptıktan sonra Barselona'da gezilecek noktalardan vakit kıtlığından veya yorulduğumuzdan dolayı gezemediğimiz yerler olursa 7-8 eylülde gideriz diye düşünüyorum. Mesela Bunkers Del Carmel ve Park Quell gibi. Park Quell'e Badajoz-Llull durağından 92 nolu otobüsle 50dk'da ulaşım en kolayı.Tibidabo tepesine ise çıkmayı düşünmüyorum. Barselona'da şehir manzarası görebileceğim 3 tepe var 1.Monjuic Tepesi , 2.Tibidabo ki içinde çok güzel bir kilise ve lunapark da olsa 28 eur kişibaşına mal oluyormuş lunapark. Lunaparka girmesek bile bile çok fazla aktarma yaparak ulaşılıyor. E lunaparka da girmeyeceksem neden onca yol zahmeti çekelim? Böylece 3.seçenek olan Bunkers Del Carmel tepesini tercih etmiş bulunuyorum. Tepeye tırmanması bedava, manzara bedava. Burada piknik bile yapılabilir. 
  • Akşamına ise APOLO gece klübünde eğlenme, gece 12:00-06:00 arası açık, içecekler 5€.
  • 8 eylül günü sabah otelin açık büfesindeki kahvaltıdan sonra , deniz-kum-güneş üçgeni,öğlen yemek için El 58'de ziyafet, belki çok güzel sokakları olan Barry Gotic bölgesinde kaybolmaca.
  • Kendimize ve yakınlarımıza hediye götürmek üzere Cacao Sampaka'dan çikolata ,Gaudi desenli magnetler, anneme kahve fincanı.
  • Akşamına da  Palau Musica'da akşam 9'da dans gösterisi. 39+39=78€=260tl
  • 9 eylül 10buçuk-11gibi aşağıdaki tabloda gösterilen aktarmalarla 53dk'da havaalanına gidiş ve Sabiha Gökçe'e inişle birlikte bu tatil sona erer.(dönüş biletleri 710tl.)

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Gölyazı

Soğuk bir kıştan bahara geçiş günüydü.

Eve kardeşim ve en yakın iki arkadaşımızı yatılı çağırmıştık..

Gezmeye gidelim dedik, Gölyazına gittik.. Güzel fotoğraflar çekinecektik.. Hatta kardeşim ince giyinmişti, önü her daim açık olurdu, fermuarımı ağzıma kadar kapatan benim aksime..

Gölyazına yarım saatlik bir yoldan sonra vardığımızda esen yelden korunarak bir küçük kahveye sığınmış, birer türk kahvesi içmiştik, kısa bir bakındıktan ve yağmaya başlayan yağmurun da etkisiyle adeta kovmuştuk kendi kendimizi.

O gün Gölyazından nasiplenme günü değilmiş.

Gölyazından nasiplenme günü dünmüş. 

Yarın yokmuş gibi temmuz ayının son günü, haftanın da son günü olan o pazar günü, o sıcak hamam günü, o bronzlaşma, tuzlu tuzlu terleme günüymüş Gölyazını gezme günü.

Arabayla yine yoldaydık, ablam eniştem yeğen biz, Gölyazına girmeye az kala polis bizi durdurdu, sola doğru arabayı park etmemizi söyledi. Bir anlam veremesem de , soldaki yüzbin tane park eden arabayı görünce dedim  tamam.

Bedava servislerle aşağıdaki haritada işaretlediğim yere kadar geldik.


Baktığınızda gölyazı yarım saatte turlanacak bir köy. Kiliseden merkeze gidene kadar  yol boyunca herkes evinin önüne bahçesinden topladığı incirleri, erikleri dizmiş satıyor. Yol boyunca sağda el yapımı yiyecek ve hediyelik eşyaların satıldığı minik kulübeler bile kondurulmuş.

Yeni camiinin oraya geldiğinizde ağaçlar altında genişçe bir alana kurulu masalar ve belediyenin getirdiği devasa sandalyeler ile açık hava kahvesine buyur ediliyorsunuz. Çayın tanesinin güncel fiyatı 50 kuruş.

Sahilde bir çok tekne gezisi düzenleyen yerli var, kişi başı 15 tlden sahilde tur atabilirsiniz.

Minik adayı turladıktan ve artık iyice güneşte yanıp kavrulduktan sonra dönüş yoluna geçtik.

Sağda tiyatro levhasını görünce yeğenimiz oraya gitmek istedi;
ancak ilerde bizi bekleyen pek birşey yoktu,
ama yolumuzda,
kimsenin bahçesinin sınırları içinde olmayıp dalları olgun incirlerle dolu ağaçlar..

Ablamlar incir ağaçlarının kendiliğinden orada büyüdüğünü söyleyerek birkaç tane kopardılar yedik. Birininse umarım hakkını helal eder, dönüş yolunda da bol makyajlı 3 kızdan oluşan bir grup da ellerinde 5-6 tane incir olduklarını gördüğümüzde, bir tanesi bize de ikram etmek için elini uzattı, teşekkür ettik.
Demdere biz de kopardık dedik.

Yolun ilerisinde satanlardan birinden alalım dedim, Güzelyalı pazar pazarında incir yoktu çünkü.
Soldaki sıra sıra dizilmiş incirlere doğru yöneldim. Yaşlı bir amca artık umudunu kesmiş, içeri evine giriyor olacak.

'Amca kilosu kaç para?' diye seslendim,

Amca hemen döndü, 'Sabahtan beri 6'ya veriyorum ama 5 olur' dedi,

Poşet istedik, doldurmaya başladık. 'Bahçemden topladım bunları' dedi ve ikram da etti. İncirler o kadar ballıydı ki, yutkunduktan sonra genzimizde şekerli tadı yaktı bile. Biz alırken kalabalık ettiğimiz için başkaları da geldi ve kapış kapış incir almaya başladılar. 

Amca bir anda incirlerini satmış oldu.

İlk başta yere kurulu o tezgahta bir tane bile boşluk yoktu, amcanın o gün şanslı günüymüş.

Bu bir satış taktiğidir de aynı zamanda.

Organik incir yemek isteyenler, hem gidip ucuz çay içerler, hem manzara seyrederler.

Hepinize helal lokma yiyeceğiniz nice günler dilerim..



Sıcak bir hafta sonu

Uzun zamandır iş ile ev arasında mekik dokuduktan sonra nihayet haftasonumu gezerek geçirebildim.

Yeni bir yer görerek, veya bir işle meşgul olarak kendimi daha az stresli hissediyorum. Doğrusu baş ağrım da gidiyor, karın ağrım da. Yaygın anksiyeteden muzdarip beyinlerin bir hobi ile kendilerini rahatlatması şart.

Sizlere bu yazımda güzel İstanbul'umun güzel camiilerini gezmeniz için bir yazı yazmak istiyorum. Çünkü yurtdışına çıktığımızda o en ünlü kiliseleri görmek için - mimarisi için bile olsa - onca yol tepiyoruz ama gel gelelim yanımızda bulunan camiileri gezmiyoruz.

Belki siz geziyorsunuz ama biz gezmiyorduk.

 Ben ki evlenmeden önce gezmekten eve dönerken Vezneciler'den otobüse binerken Şehzade camiinin önünden kaç kere geçtim. Hele akşamları o kadar güzel görünürdü ki. Şehzade camiine gitme fikri ise, kendime çini desenli çanta dikmek için kumaş alacağım kumaşçının adresini ararken google mapten görmek oldu.



Akşam feribot dönüşüm 6'daydı, en sevdiğim arkadaşlarımdan biri ile buluşarak kumaşçıya yollandık. Kumaşçıda her çeşit desen mevcut. Çantalık ve pantolonluk kumaş ile astarla birlikte 45 liralık alışverişten sonra yola koyulduk. Bu kumaşlardan dikeceğim çanta ve pantolon yazısını sonra detaylı paylaşacağım kısmetse.

 - ki pantolonu dün akşam  bi heves alelacele keserken, sağ popoyu desenli sol popoyu desensiz tarafından kesmişim yanlışlıkla-

Şehzade camii'ne şehzade cami sokaktan girdik, minik bir tünelden geçtik, birkaç esnafı otururken bulduk. İki katlı bir köy evinin de yanından geçince camiinin arka avlusundan girdik.

Dışarısı her ne kadar sıcak olsa da, daha avluya girer girmez o serinliği hissettik. Bir süre bahçesinde gölgede ağaç dibinde oturarak fotoğraf çekindik. Avluda yerde uyuyandan, ailesiyle oturmaya gelene kadar toplamda belki 20 kişi vardı, aslında tenhaydı diyebilirim. Bir süre hem kendimizin hem de caminin görüneceği bir selfie çekmekle uğraştık. Biz görünürsek cami beyazlaşıyor, cami görünürse biz karanlıkta kalıyorduk. 

Cağnım iso değerlerini bir türlü ayarlayamıyorduk.

Nitekim uzun uğraşlar sonucunda birkaç güzel fotoğraf elde ettik.


Şehzade camii, Mimar Sinan'ın çıraklık eserim dediği ve 1548'de tamamlanan , mimarisi ve içi görülesi bir eser. Neden daha sık gitmiyoruz ki? Camiiye gitmek o kadar zor mu? Taksim'e her gittiğinizde ordaki kiliseye uğramıyormuyuz? Neden camiiye de uğramıyoruz? Eskiden camiilere gitmezdim,şeytan işi işte, insana bir zorluk bir isteksizlik gelmiyor mu. Hepimizin yenmesi gereken..


Bu sakinliğin Veznecilerin hemen dibinde olduğuna inanmak güç, içerideyken ne gürültü duyuluyor, ne o stres.

İçeri girerken bayanların örtünebileceği kıyafetler mevcut, ancak bayanlar için abdest alma yeri göremedim :/

Burada güzel vakit geçirdikten sonra Süleymaniye camiini de görmek için yola koyulduk. Yine o alçak tünelden geçerken ara sokaklara girdik;


Süleymaniye camii Mimar Sinan'ın 1557'de tamamladığı ve kalfalık eserim dediği muhteşem eser,



 Boğaz köprüsü tarafındaki avlusu alçak olması sayesinde orada saatlerce durup Hünkar Sarayı, Üsküdar'ı, Boğazhisar'ı,Beşiktaş'ı, Tophane ve Galata ve Kasımpaşa ve Okmeydanı boydanboya o manzarayı seyredebiliriz.





















'Cami süslemeleri açısından sade bir yapıya sahiptir. 

Mihrap duvarındaki pencereler vitraylarla süslüdür.

 Mihrabın iki tarafındaki pencereler üzerinde yer alan çini madalyonlarda Fetih Suresi, caminin ana kubbesinin ortasında ise Nur Suresi yazılı bulunmaktadır. 

Caminin hattatı Hasan Çelebi'dir. * '


Süleymaniye camiiden çıktığımızda bizi tarihi kurufasulyeciler karşıladı. 5 lira 10 liraya menü yiyerek doyabileceğiniz, ve bizim de birdahaki sefer mutlaka yiyelim dediğimiz bu restoranları da geçip vezneciler metrosuna doğru ilerliyoruz. Ve gözümüze Kalenderhane Camii çarpıyor. Kilise görünümünde bu camii 9.yüzyılda yazpıldığı varsayılıyor,18.yüzyılda cami olarak kullanılmaya başlanıyor. Bir dahaki geldiğimizde buraya da girmeliyiz.

Yolunuzda nice güzellikler görmeniz dileğiyle ..