Etiketler

8 Kasım 2016 Salı

Sağlıklı Şeyler falan

Sağlıklı yaşama konusunda bir takım bilinçli başlangıçlarımdan daha önce söz etmiştim.

Hamile kalmadan önce neler yapılacağı ile ilgili, sağlıklı yaşamakla ilgili bloglarda binlerce yazı var. Bazılarına katılıyorum ve uygulamak için can atıyorum. Mesela,

İşe önce yiyeceklerimden başladım. Su içmeyi unutan veya masamda su yoksa kalkıp su koymaya üşenen karakterime istinaden masamda her gün 1 litrelik  cam şişede su bulunduruyorum. Ama bundan sonra suyuma enerji katmak amacıyla su doldururken suyuma dua da okuyacağım. Zaten şişeye su doldururken yarısına kadar soğuk su, ortalarına kaynar su , üstüne tekrar soğuk suyu şişeyi sallayarak dolduruyorum. Suyum ılık oluyor, doğal anneyim'in yazısında da belirttiği üzere suyun enerjisi artıyor. Dua okumak, güzel sözler sözlemek de suyun yapısını güzelleştiriyormuş, bununla ilgili de suyun kristal halini gösteren fotoğraflar mevcut. Doğal  taş satan yerden kuvartz, pembe kuvartz ve ametist de alarak içine ekleyeceğim. Yalnız bu taşlar yosunlanacağı için sık sık elma sirkesi ile fırçalamak gerekecek.

Yediklerim içerisinde bol bol yeşillik olmasını, çayı kahveyi şekersiz tüketmeyi, eğer doyduğumu hissediyorsam yemeyi bırakmayı başardım. Kahvem şekersiz, yanında çikolata olmasa da oluyor. Ortaya konulan kurabiyelerden almasam da oluyor. Bunun yerine çantamda her daim kuru kayısı, kuru üzüm, çiğ ceviz badem fındık bulunduruyorum. Ki bunları da işte ikram ederken 10 günlük stoğum 2 günde bitmiş oluyor :) Herkes sağlıklı beslenmek istiyor ama gidip onun yerine birkaç paket sigara alıyor. Sadece kendinin sağlığını ve eğlenceni değil, geleceğinin yani senden olacak çocukların sağlığını da düşünmelisin. Çünkü neyle beslenirsen  hücrelerin çekirdeklerini ona göre kodlayacak ve senin uğraşıp durduğun hastalıklar çocuklarına da aktarılacak.

Her hafta balık yemeye özen gösteriyorum. Bir sene bolluk olursa diğer sene sene kıtlık oluyor. Bitkilerde de öyle, iki sene önce cevizlerimiz çok fazla mahsul vermişti. Bu sene içleri boş. Balıkları da yumurtlamadan avlıyorlar, seneye denizlerimizde dolaşacak balık bırakmadılar. Neyse siz yine de ucuz ve bolken alın yiyin.

Kendime diş macunu yapacağım, evde organik , kimyasallardan uzak diş macunu yapımı ve sebepleri ile ilgili çok güzel yazılar var bloglarda. Evde hali hazırda hindistan cevizi yağı, karbonat, limon  yağı var zaten. Çeşme'de doğal ürünler üreten kuzenimden termal kil de alarak bu haftasonuna kadar diş macunumu yapmayı planlıyorum.
Hindistan cevizi yağı antifungal ve antibakteriyel özelliğe sahip,ağızda bakteri ve mantar oluşumu engelleyerek kötü koku oluşumunu da engelliyor. Kalsiyumun  daha fazla absorbe olmasını sağlıyor, ayrıca yağ yapısı sayesinde formülümüzde tutucu olarak kullanabiliyoruz.
Karbonat ise NaHCO3 kimyasal yapısına sahip bu aşındırıcı inorganik tuz, alkali beslenmede çokça kullanılır. Antiasit özelliğinde hafif aşındırıcı yapıdadır.
Bentonit kili, diş eti kanamalarını durdurur ve tartar oluşumunu engeller, radyasyon ve ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılmasında tedavi edici olarak kullanılıyor.
Limon yağı kan dolaşımını hızlandırır, ağız yaralarında ve uçuklar tedavi edici özelliğe sahip, ferah koku verme amacıyla kullanılıyor.

Edit1:Aşağıda kullandığım malzemeler yer alıyor, hindistancevizi yağı watsonslarda indirime giriyor bazen %100 organic ve katkısız yazmasına güvenerek, hatta yemeklik olarak kullanılır yazısına güvenerek cildimde kullanıyorum.Limon uçucu yağını nasıl yaptılar işte onlara hiç bir zaman güvenmiyorum, kesinlikle kimyasal vardır içinde, soğuk sıkım yağ çıkarma makineleri bakmıştım aslında internette ama ona o kadar yatırım yapmaya evden izin çıkmaz :) Limon suyu koysam zamanla bozulur mu kokar mı, kokar. Karbonat ise o standart birşey zaten. Hepsini karıştırınca sıvık bir karışım oldu. Ama kullandıktan sonra tükürdüğümde, diş etlerimin kanadığını görüyorum. Adaçayı ile gargara yapıcam haftada bir. 
Not:diş macunum 2 gün sonra katılaştı nihayet. 

Karbonat, hindistan cevizi yağı ve limon yağlı doğal diş macunum


Sırada doğal sabunlara , şampuana ve deodoranta geçiş var. Doğal sabunu kullanması kolay da, sabunla yıkanan saç semsert ve birbirine yapışık oluyor. Bununla ilgili düşüncem suya seyreltilen kil ile saçı açmak ve sonra organik elma sirkesi ile son durulamak. Organik elma sirkesi için sirke anası da sipariş ettim. Sirke anasını ilk defa bugün  araştırırken öğrendim. Limon-mandalina-portakalın çok tüketileceği bu mevsimde kabuklarını atmak yerine sirkesini yapıp ev temizliğinde kullanma ile ilgili yazıyla aydınlandım.

Edit2:Sabun yapmak için bir pazar günü Uludağ'a gittik, soğuk suyundan su doldurduk ve daha aşağıdaki bölgelerde meşe ağaçları aradık. Yerde meşe ağaçlarının dalları vardı kırık, kırık dallardan toplayabildiğimi topladım, aslında meşe aşağının gövdesinin dokulu kıvrımlı olması dışında bilgim yoktu, neyseki yaprağına internetten bakarak gerçekten gürgen-meşe-palamut üçlüsünün yapraklarının birbirinden ne kadar farklı olduğunu ve kolayca ayırt edilecebileceği öğrenmiş oldum. O gün dalları yaktık, yarım kavanoz çıkan küle doldurduğumuz sudan ekledik ve çalkayarak bekletmeye koyduk.yaklaşık 1 ay bekleyecek.



Ev temizliğinde Elma sirkesi , karbonatın yeteceğini biliyorum. Sonraki aşama ise çamaşır ve bulaşık makinesi için deterjan yapmakta kalıyor. Doğal sabun tozu+ boraks+çamaşır sodası+karbonatla  bu iş de çözülüyormuş. Deneyenler memnunmuş. Eşimin aldığı temizleyiceler o kadar çok ki, adeta temizlik manyağı, her çeşit temizleyici aldı eşim. Tabiki doğal olanlarını yapınca evdeki kimyasal olanları kime vereceğimi biliyorum :D ( muhahahahahahah kötü cadı gülüşü)

Edit3:Elma,nar ve ev temizliği için de limon-mandalina kabuklarından sirke kurdum, mayalanması için ballı su ile karıştırdım.



Yani yine kendime yapacak birşeyler buldum. Eşim de hiç sigara içmiyor arkadaşlarıyken bile ve nar yiyor. Bedenimizi yapabileceğimiz en sağlıklı haline getirmek için çabalıyoruz. ancak stres faktörüne bir çözüm bulamadım. Baş ağrım ve dertlenecek birşeyleri çok kolay buluyorum.

Evet yaygın anksiyetemden söz ediyorum.Doktorun bana iki dakkada koyduğu teşhisten ve boşuna çektirdiğim kafa tomografisinden.


Ben bir kimya mühendisiyim ama kimyasallardan olabildiğine uzaklaşmak istiyorum. İmkanımız olsa, köyümde yetiştirsem çocuğumu, bahçede özgürce oynasa, doğayı keşfetse. Ona dünyayla ilgili şeyleri öğretecek bissürü zamanım olsa.

Ama şimdiki modaya ters bir şekilde montessori baby room diye aratınca çıkan bebek-çocuk odalarına bayıldım ve ilerde gerekirse odasını o şekilde basit ve oyun oynayabileceği kendi boyutlarında eşyalarla dolu dekore etmeye özen göstereceğim. Yok öyle büyüyen yatak takımı almak falan. Büyüyene kadar 10 sene geçecek zaten. Allam ya.

Evde televizyon olmasını istemezdim ki maç ve spor delisi bir eşim var her akşam izleyen. Akıllı telefonlarımız her daim ellerimizde. Aklımda doğru olduğuna inandığım ama yapamadığım o kadar çok şey varki, apartmana tıkılıp kalmış mahkum gibi hissetmem dolayı kalkıp da aklımdakileri yapamıyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder